Wednesday 30 June 2010

17. Uluslararası Caz Festivali Açılış Konseri



Festival, unutulmayacak bir caz ziyafetiyle açılıyor. Melis Sökmen, Sibel Köse, Feyza Eren, İmer Demirer ve Neşet Ruacan’ın solist olarak katılacağı bu konserde Türkiye’nin önde gelen caz müzisyenlerinden Cem Tuncer, Hakan Çimenot, Halil İbrahim Işık, Engin Recepoğulları, Cem Aksel ve Erdal Akyol aynı sahnede olacak. Esma Sultan’ın tarihi güzelliği, Boğaz’dan esen serin bir rüzgâr ve İstanbul Caz Festivali’nin açılışını müjdeleyen bir yıldızlar geçidi. Bir temmuz akşamından daha fazla ne beklenebilir!


1 Temmuz Perşembe 20.30
Esma Sultan Yalısı

İstanbul Modern'de Paslı Son




Alman fotoğrafçı Thomas Radbruch, 26 Mayıs-19 Eylül tarihleri arasında İstanbul Modern’in otoparkında yer alacak olan “Paslı Son” başlıklı sergisinde, dünyanın çeşitli ülkelerindeki araba mezarlıklarından çektiği fotoğraflarla hem geçmişin hem de bugünün öyküsünü aktarıyor. Küratörlüğünü Engin Özendes’in yaptığı sergide, 26 yapıt yer alıyor.

Thomas Radbruch, “eskimiş modalardan bir tür asaletin ortaya çıktığını” belirterek, terk edilmiş otomobilleri şöyle anlatıyor: “Zayıflıklarından fışkıran “sanat” Thomas Mann’ın hastalık, ölüm ve sanat arasındaki karşılıklı görecelik teorisini doğrular. Bu yarışçılar sakin bir hayat için bir araya gelir ve ortaya natürmortlar çıkar. Onları bekleyen, doğaya dönüştür. Etkileyici işaretler ve yazılar, deşifre edilmeyi bekleyen gizli mesajlara dönüşür. Ancak tuhaf şeyler olmaktadır: Aslen tüm introspektif, meditatif hayatın mutlak zıddını sergileyen, her yerden büyük bir hızla uzaklaşmak anlamına gelen bu otomobiller şimdi kendilerine bir yuva bulmuşlardır ve kök salmaya başlarlar. ‘Efsane ile teknoloji arasındaki ayrımı’ küstah bir özentiyle kapatmaya çalışan bu yüzeyler, çürüme durumunda bile gereksiz bir güzelliğe gösterdikleri bağlılıkta neredeyse dokunaklı bir hal alırlar.”

Ölüm havasıyla dünyanın her tarafındaki meydanların ve sokakların atmosferini çürüten, kutsal mekanları çorak yerler haline getiren terkedilmiş arabaların, pas yapraklarıyla kaplandığını, böcek yuvalarına veya çürümeye adanmış, terk edilmiş tapınaklara dönüştüğünü belirten Thomas Radbruch, hafif dalgalanma hareketleriyle bir bağışlama duygusu uyandıran eğrelti otları ve yabani otların arasında sessizlik içinde olgunlaştıklarını, ölüler çürüdükçe onların hayat kazandıkları görüşünü dile getiriyor.

Thomas Radbruch, fotoğraflarındaki otomobillerin “Eski Roma’da emekliye ayrılınca bahçeleriyle uğraşan politikacılar gibi zamanla aşınıp eskidiklerini” vurguluyor: “Gösterişli krom kısımlar gökyüzünü yansıtan sessiz aynalara dönüşür. Kafataslarını andıran görmeyen farlarıyla eski zamanlardan kalma bir Memento mori’yi, ölümü akla getirirler. Artık büyük bir huzur vardır; hava basıncının kontrol edilmesine, kapıların kilitlenmesine, frenlere basmaya gerek yoktur. Amblemleri eski şampiyonların cam vitrinlerindeki kupalar gibi yeniden belirir durur. Sarhoş yanmalı motorların hırslı, gözü dönmüş kükreyişi ve lastiklerin gıcırtısı artık kesilmiştir, bu yüzden uzak yerde huzur hüküm sürer.”

Küratör Engin Özendes, sergide yer alan fotoğrafların “yan yana dizilişlerini toplu bir direncin gösterisi gibi” nitelendiriyor: “Metal gövdede açılan deliklerin etrafında oluşan boya kabartıları yeni açmış çiçekleri andırıyor. Yol yol çatlayarak yarılmış boyalar inanılmaz biçimlere dönüşüyor. Günlük yaşamımızın bir parçası olan, bizi bir yerlere ulaştıran bu araçların üzerindeki yeni oluşumlar, farklı desenler oluşturuyor. Bu renk karmaşasından sökülüp ayıklanan ve kareyi diyagonal olarak kesen başka bir renk, doğru bir çerçevelenmeyle yeni bir görüntüye dönüşmüş. Plakaları halen üstünde olanlar, kimliklerini hınzırca ifşa ediyorlar. Birinde, vaktiyle inşaat gereçlerini taşıdığının kanıtı olan bir yazı kalmış; artık emekli.”

Engin Özendes, Thomas Radbruch’un fotoğraflarındaki tüm detayların, inanılmaz bir renk ve yaşam armonisiyle eriyip gitmekte olan arabaları zevkle izlememizi sağladığını vurguluyor.

Thomas Radbruch

1945’te Almanya, Lübeck’te doğdu, eğitimini Hamburg Fotoğraf Okulu’nda aldı. Kariyerinin başında foto-muhabir olarak çalıştı, röportaj, moda ve mimari fotoğrafları çekti. 1975’ten bu yana bağımsız fotoğrafçılık yapıyor, çektiği sanat fotoğraflarıyla pek çok uluslararası sergiye katılıyor. Berlin ve Lübeck’te yaşıyor.

Radbruch şu anda “Yaşayan Şehirler” başlıklı bir uluslararası projede çalışıyor, kentsel yapılarda hayatta kalmanın nabzını yakalamakla ilgileniyor.

26 Mayıs 2010 – 19 Eylül 2010
İstanbul Modern

Tuesday 29 June 2010

Haliç Tersanesi'nde "Anarşist Akşam Eğlencesi"




Die Anarchistische Abendunterhaltung (Anarşist Akşam Eğlencesi) adını, Herman Hesse’nin Bozkırkurdu (1927) romanından çıkaran grup, 1992 yılında konservatuarda öğrenci oldukları sırada Roel Van Camp, Han Stubbe, Simon Lenski, ve Buni Lenski tarafından kuruldu.


Yayınlandığı zaman dEUS’u popüler müzik listelerinin tepesine taşıyan SudS & SOdA’ya getirdikleri yorum, grubun Belçika dışında da ünlenmeye başlamasını sağladı. (dEUS üyeleri de yorumu oldukça beğenmiş olacaklar ki, single’ın sadece Amerika’da yayınlanan yeni baskısında şarkının DAAU yorumu da yer alır.)

Yıllar içinde klasik müzik eğitimleriyle birleştirdikleri rock tavrı ile alışageldiğimiz kalıpları fazla dikkate almadan caz’dan dub’a, folk’tan trance’a uzanan bir alanda türler ve disiplinler arasında zorlamadan uzak bir doğallıkta ve rahatlıkta hareket eden grup, Nisan 2010 tarihli son albümleri “The Shepherd’s Dream”de yeniden kabuk değiştirerek popüler müzik dünyasında görmeyi özlediğimiz özgünlükteki kayıt ve canlı performanslarına Han Stubbe (klarinet), Roel Van Camp (akordeon), Hannes d’Hoine (kontrbas) ve Simon Lenski (çello) ile devam ediyor.

www.daau.com
www.temporarycityistanbul.org



Tarih: 30 Haziran Çarşamba
19:30 - 21:00
Yer: Haliç Tersanesi
Ücretsiz

Fashionable Funfatale!



Bistro Funfatale yenilik yapmayı ve modayı çok seviyor!

Geçtiğimiz haftalarda OYE SWIMWEAR, BERRA TERZİOĞLU ile büyük ilgi gören organizasyon bu hafta A46 TUVANAM ile devam ediyor.

A46 magazasi 1999 yılında Nisantasi Abdi Ipekci Caddesi’nde Tuvana Büyükçınar tarafından açıldı. A46 açildigi ilk gunden itibaren farkli sikligin adresi oldu ve içinde bulunan bastan cikarici tasarimlarla büyük ilgi topladi. Tuvana Büyükçınar'ın kendi markası olan "Tuvanam" A46 mağazalarında satışa sunuluyor.

Tuvanam, içindeki çocuksuluğu seksi dokunuşlarla birleştirmeyi seven, şehirli stilini etnik çizgilerle bezeyen, özgün ve şık kadının giyim markası..

Dünyada Paris, Saint Tropez, Cannes, Monaco, Londra, Milano, Amsterdam, Kopenhag, Dublin, Dubai, Riyadh, Atina, Beyrut ve Miami'nin de aralarında bulunduğu toplam 120’yi aşkın noktada satışta olan "Tuvanam", Avrupa, Amerika ve Ortadoğu’da olmak üzere çok geniş bir kitleye ulaşıyor.

Unutmayın her Salı günü mekanda ünlü markalar ve modacıların tasarımlarını cok uygun fiyatlarla almanız mümkün olacak. “Sample Sale” denen bu organizasyonlar Türkiye’de ilk kez bir bistroda yapılıyor. Tüm gün satış yapıldıktan sonra akşamüstü marka sahibinin katılımı ile party gerçekleşecek.

Fashionable Funfatale tarihleri :
29 Haziran Salı ; A46 & TUVANAM
06 Temmuz Salı : BİGE YALIN KOLYELERİ
13 Temmuz Salı : BEGÜM SALİHOĞLU
20 Temmuz Salı : GAMZE SARAÇOĞLU

Sample Sale : 11:00-21:00

Party : 18:00-21:00 / DJ - Doğuş Çabakcor (http://www.cabakcor.com/)

Bistro Funfatale:
Les Ottomans Hotel 29, Muallim Naci Cad. No: 68 Kuruçeşme,
T: 212 359 1517
Email : info@bistrofunfatale.com

balat&çocuklar//kamusal sanat



3-30 Haziran
Kantemir Kültür Merkezi Civarı / Balat

OYUNCAK HİKAYELERİ

Onlar sokak sanatçıları. Onlar Balat’ın yaratıcı mensupları. Onların her şeyi oyuncağa dönüştürebilme yetileri var!

Bu çizgi-dışı ve karşı- oyuncakları belirlemek sokağın ve çocukların kendi güçleri, dinamikleri ve yaratıcılığı olduğunu kanıtlıyor. Bu yetileri açığa çıkarmakve hem çocuklarla hem de herkesle paylaşmak, bize cevabın hala sokaklarda yattığını hatırlatmalı.

berna küçük, mehtap çağlar, vahide göktaş, mutlu ceren cangöz

STREETEACHING

Balatta gezerken duvarlara yazılmış ingilizce kelimeleri görünce aklımıza oyun içinde ders, açıkhavada eğitim, sınırlarla çevrili olmamak geldi. Açıkhava-açıkzihin gibi... Bunun için sokaklara asabileceğimiz, yerlere yapıştırabileceğimiz kağıtlar hazırladık. Kağıtlarda basit ingilizce bilgileri var. Neden ingilizce peki? Onun da ilhamını bize çocuklar verdi; elimizde fotoğraf makinamızla bizi gören çocuklar etrafımızda “Hello! Photo? Photo?” diyerek döndüler. Çocuklara ufak ipuçları vererek onları bir daire çizecek şeklinde kağıtları yerleştirdik ve streetteaching projesinin ilk adımını biz attık. Umarız çocuklar bundan hoşlanırlarve kendi yazdıkları kağıtları etrafa asarak bu oyuna devam ederler.

tuğba, melissa, kader


YERDEN YÜKSEK

Bir çocuk duvara Veysel Gamze’yi seviyor yazdığında, bunu gören yaşlı bir teyze, Gamze de seni seviyor mu?’ deyip güler. Askere gitmeden önce grupça duvarlara tarih atılır, futbol maçının yeri değiştiğinde, bunun haberi duvara bırakılabilir. Dükkan sahipleri kimseye gücenmeden kapıları tekrar boyattığında, diğerleri de eserlerinin silindiğine gücenmez Grafiti başka bir yerdedir, üstüne düşünülmez. Burası Balat’tır, Duvar izleri ve çamaşır iplerinin ülkesi.
Ben sadece duvara ektiğim kadrajları tutup, yerden yükseğe, çamaşır iplerine kaldırıyorum. Onlar da, güneşin altında salınan donlar kadar ait. Balat’tan.

ömer amca


TOY STORIES FROM BALAT

They are artists of streets. They are creative members of Balat. They have ability to transform everything into toys.

Defining these informal and contra-toys with their artists indicate that streets and children have own power, dynamics and creativity. Sharing, and revealing these abilities both children and the public should remind us that answer still lies on streets.

Urban Bug Boat Vol 1 İndirimli Bilet Fırsatı!




Urban Bug tarafından 4 Temmuz 2010 Pazar günü düzenlenecek URBAN BUG BOAT VOL. 1 etkinliği biletini 110 TL yerine 60 TL’ye almak isteyenler! 29 Haziran ve 2 Temmuz tarihleri arasında her gün; www.urbanbug.org sitesindeki gizli code’u, 0212 230 01 59 numaralı telefona bildiren ilk 5 kişi, çift kişilik indirimli bilet alma hakkı kazanacak…


www.urbanbug.org

Wednesday 21 April 2010

Salon'da Mayis Etkinlikleri

IKSV'nin Sishane'deki yeni binasinda yer alan performans merkezi Salon, Mayis ayinda yogun bir programla Istanbullu sanatseverlerle bulusmaya hazirlaniyor.

Salon'un Mayis ayi programi 5 Mayis Carsamba aksami Dengue Fever konseriyle basliyor.

Mayis ayi boyunca Secret Chiefs 3, Aynur, Multitap, Emre Aydin konserlerine ev sahipligi yapacak olan Salon programinda ayrica Phonem by Miller kapsaminda duzenlenen The Electrosonic City gecesi, 17. Uluslararasi Caz Festivali kapsaminda duzenlenen Genc Caz Degerlendirme Konseri ve 17. Uluslararasi Istanbul Tiyatro Festivali kapsaminda gerceklestirilecek dort ayri oyunun on gosterimi de yer aliyor.

2010 Ubor Metenga Bulusmalari kapsaminda Subat ayinda baslayan oyku cozumlemeleri Mayis ayinda da devam edecek.